Ana Menü

Akmayan Gözyaşlarını Görebilmek

Bilinç nedir? İçinde 'Bil' olan güzel bir kelime. Çok şey anlatır. Bilmeyi anlatır mesela...

Bir de bilinçaltı diye bir kelime var. Son günlerde sıkça duyar olduk. Bilinçaltı nedir, peki?

Bildiklerimizin altında olanlar desek pek yanlış yapmış olmayız en kaba şekliyle tanımlarken. Bu da çok güzel bir kelimedir, anlayana çok şey anlatır.

Artık bir paket olduğumuzu bütün otoriteler kabul ediyor, bilincimizle, bilinçaltımızla, duygularımızla, enerji bedenlerimizle… Bu anlayış da bize mucizelerin kapılarını açıyor.

Bilinmeyeni bilmek, anlaşılmayanı anlamak, bize ne katar? Ne güzel bilmeden yaşayıp gidiyoruz işte!

Aslında yaşamıyoruz, yaşayamıyoruz. Onun içindir hep bu sıkıntılar, çabalar.

Bildiklerimizin yetmediği ortada. İnsan olarak en büyük ihtiyacımız, anlaşılmaktır, bilinmektir.

Biz söylemeden karşımızdaki önem verdiğimiz sevdiklerimiz tarafından anlaşılmak, bilinmektir istediğimiz. Bu çocuk için de böyledir, eşler/ sevgililer için de böyledir, çalışan/ işveren için de.

Elbetteki karşı tarafı anlamak, söylenmeyen sözleri duyabilmek, akmayan gözyaşlarını görebilmek bir hipnozcu/ bilinçaltı uzmanının da olmazsa olmaz bir özelliğidir.

Duygular ! Duygularımızı çıkardığımızı düşünelim bedenimizden, yaşamımızdan. Bir kaç dakika ara verin okumaya ve düşünün.

Nasıl bir tablo gördünüz?

Ben göremedim bile böyle bir tabloyu. Zihnimde canlandırmaya çalıştım robot misali insanlar yine olmadı.

Fizik beden, duygu beden ve ruh bedenden oluşan bir paketiz. Hiç birini yok farzetip yadsıyamayız. Büyük hata olur ve eksik yaşamaya çalışırız.

Bilincimiz bir çok şeyi bilmez aslında. Mesela kedi/ köpek korkusu barındıran insanlar aslında neden korktuklarını bilmezler. Sadece tahminde bulunurlar. Gerçek bilinçaltındadır. Bilinç bazen de saklar bildiklerini. Toplumun öğrettikleri, kendi kişilik özellikleri gibi sebeplerden dolayı. Tabi söylemeden anlaşılmayı beklemek mutlu olmak çabasında başarılı olabilir mi?

Bilinçaltımız bizimle iletişim halindedir daima. İş, onu anlamakta. Böylesi bir bilgeliği hayatınıza dahil ettiğinizi düşünün… Önce iletişim içinde olduğunuz  insanların söylenmemiş sözlerini duymaya başlayacaksınız. Sonra kendinizinkileri…

Nasıl olacak peki bu?

Az önce bahsettiğimiz duygularla elbette ! Bilinçaltının dili duygulardır. Duygularla iletişim kurar bizimle. Duygularımızı tanımak bu yüzden çok önemlidir işte.

Malesef duyguların yasak edildiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Ağlamak yasaklanmış, özellikle erkeklere. Gülmek yasaklanmış, özellikle kadınlara…

Durum böyle olunca anlaşamayan insanlar, huzursuzluk, mutsuzluk almış başını gidiyor.

Çok sık kullandığım bir söz vardır. ‘ Boyle gelmiş olabilir, böyle gitmek zorunda değil !’.

Yapılması gereken tek bir şey var bu kısır döngüden çıkmak için. Aslında hiç mi hiç kolay değil bu yöntem. Belki de dünyanın en zor işi. Ama yapabilen, başarabilene koşulsuz mutluluk vaadi var ucunda.

Kişisel gelişimden, değişimden bahsediyorum elbette. Öyle ki, önce doğru bildiklerinizi sileceksiniz. Unutacaksınız demedim dikkat ettiyseniz. Sileceksiniz. Çünkü silerken kontrol sizin elinizde. Sonra yerine yenilerini koyacaksınız. Bu kısım da çok okuyup, sohpet edip, araştırmayı gerektiriyor. Söyledim, hiç kolay değil. Ama sonunda ulaşacağınız nokta her koşulda sınırsız mutluluk!..

Umarın kolayı değil zoru seçersiniz.

Akmayan göz yaşlarını görerek ve sizinkilerin de görülerek, bazen kelimesiz doyumsuz sohpetlerin yapıldığı algı düzeyine ulaşmanız en büyük temennimdir.

Ben mi? Ben oradayım zaten…

Lily Lale Yilmaz
13/ 08/ 2020
İstanbul

Diğer Makaleler

Başarımın Sırrı Nedir?

Başarımın Sırrı Nedir?

Hipnoz Bilmecesi

Hipnoz Bilmecesi

Peki Ya Siz?

Peki Ya Siz?